9 Şubat 2016 Salı


Maria Fernandez
Diakonie Katastrophenhilfe

I don't believe in charity. I believe in solidarity.
Hayır işlerine inanmıyorum. Dayanışmaya inanıyorum.
7th October 2015


With over 1.75 million Syrian refugees having crossed the border into Turkey in search of sanctuary, Turkey has shown huge capacity for solidarity. It is providing high quality assistance to nearly 240 000 Syrian refugees in refugee camps. But the majority of Syrian refugees in Turkey live in urban and rural areas, and are surviving under very challenging circumstances. They are struggling to access information, registration public services, education and healthcare.
Sığınmak amacıyla Türkiye sınırından geçen 1,75 milyondan fazla Suriyeli mülteci ile Türkiye, büyük bir dayanışma kapasitesi olduğunu gösterdi. Türkiye, mülteci kamplarında, yaklaşık 240.000 Suriyeli mülteciye nitelikli yardım sağlamakta. Ancak Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu kırsal ve kentsel bölgelerde yaşamakta ve çok zorlu koşullarda hayatta kalmaya çalışmakta. Bilgiye ve kamu hizmetlerine ulaşabilmek için, kayıt, eğitim ve sağlık hizmetleri ve diğer sosyal haklardan faydalanabilmek için  mücadele vermekte. 
Syria was itself once a haven for refugees. In 1948, most of the Palestinians who fled to Syria were from the northern part of Palestine. A further 100 000 people fled from the Golan Heights to other parts of Syria when the area was occupied by Israel. A few thousand refugees fleeing war-torn Lebanon in 1982 also took refuge in Syria and more than a few thousands were hosted in Syria again in 2006 when the conflict between Israel and Lebanon took place.
Bir zamanlar Suriye'nin kendisi mülteciler için bir cennetti. 1948 yılında Suriye'ye kaçan Filistinlilerin çoğu Filistin'in kuzey bölgelerindendi. Golan Tepeleri İsrail tarafından işgal edilince 100.000 kişi daha bölgeden Suriye'nin çeşitli yerlerine kaçmıştı. 1982 yılında savaşta yenik düşen Lübnan'dan kaçan birkaç bin mülteci de Suriye'ye iltica etmiş, 2006 yılında İsrail ile Lübnan arasında meydana gelen çatışma sırasında binlerce kişiye yine Suriye kapılarını açmıştı.
Before the start of the ongoing conflict, Syria hosted 1.5 million Iraqis and over 500 000 Palestinians.. As the conflict escalated – triggering the world's largest humanitarian crisis since World War II – these refugees together with the displaced Syrian population, could not find the solidarity they expected within the international community and were forced to move again. Many found refuge in Turkey.
Suriye'de halen devam eden çatışma başlamadan önce 1,5 milyon Iraklı ve 500.000 Filistinli barınıyordu. Çatışma kızıştıkça - ve İkinci Dünya Savaşı'ndan beri dünyanın en büyük insanlık krizini tetikleyince - yerlerinden edilen Suriye nüfusu ile birlikte bu mülteciler, uluslararası topluluk içinde bekledikleri dayanışmayı bulamadılar ve yeniden yer değiştirmek zorunda bırakıldılar. Birçoğu Türkiye'ye iltica etti.
According to the UN Refugee Agency (UNHCR), between March and April 2012, the number of registered Syrian refugees was around 23 000 people, with Turkey receiving around 40% of refugees. Three years after, Turkey is now home to over 1.7 million registered refugees, making it the country with the highest number of registered Syrian refugees in the world.
BM'nin Mülteci Yüksel Komiserli'ne (UNHCR) göre 2012 yılı Mart ile Nisan ayları arasında kayıt altına alınan Suriyeli mültecilerin sayısı 23.000 civarındaydı ve bunların yaklaşık %40'ı Türkiye'de bulunuyordu. Üç yıl sonra bugün Türkiye, 1,7 milyondan fazla kayıtlı mülteciye ev sahipliği yaparak dünyada en fazla kayıtlı Suriyeli mültecinin olduğu ülke konumunda. 
Turkey has shown tremendous solidarity with refugees, adapting its legal system to the new reality of the refugees. The new Law on Foreigners and International Protection that came into force in April 2014 provides protection and assistance for asylum-seekers and refugees, regardless of their country of origin. Turkey ensures non-refoulement, and provides assistance in 22 camps, generally keeping borders open, allowing refugees to flee their war-torn homes.  
Türkiye hukuk sistemini yeni mülteci gerçeğine uyarlayarak konuya dair muazzam bir dayanışma göstermekte. 2014 yılı Nisan ayında yürürlüğe giren yeni Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, sığınmacı ve mültecilere, hangi ülkeden geldiklerine bakılmaksızın, koruma ve yardım sağlanmasını öngörmekte. Türkiye, zulüm riski olan yere geri göndermemeyi temin etmekte ve genellikle sınır kapılarını açık tutup savaş mağlubu evlerinden kaçan mültecilerin geçmesine izin vererek 22 kampta yardım sağlamakta.   
Of course, there are challenges for Syrian refugees in Turkey, despite the consistent high-standard humanitarian response that the government has provided. The language barrier is a big issue among the Syrian refugee population, preventing them from learning what their rights and duties are in the new country that is now home to them, and making it hard to access health services or put their kids in school, among others.
Suriyeli mülteciler Türkiye'de devletin sağladığı istikrarlı ve yüksek standartlı insani müdahaleye rağmen zorluklarla da karşılaşmaktalar. Dil engeli, Suriyeli mülteci nüfusu için büyük bir sorun; bu sorun nedeniyle şu an evleri olan bu yeni ülkedeki haklarını ve görevlerini öğrenememekte, sağlık hizmetlerine erişmeleri veya çocuklarını okula göndermeleri zorlaşmakta ve daha birçok zorluk çekmekteler.
Employment is one of the most important needs among the Syrian refugee population, whose literacy rate in pre-war Syria was at 95% for 15 to 24-year-olds. There is a clear link between access to education and access to the workforce. According to its Human Development Index (HDI), Syria has fallen back to where it was 38 years ago – meaning that today the average Syrian has the same life-expectancy, education and employment prospects as in 1977.
Savaş öncesinde 15 ile 24 yaş arası okuryazarlık oranı %95 olduğu Suriyeli mülteci nüfusunun en önemli ihtiyaçlarından biri, istihdam. Eğitime erişim ile iş gücüne erişim arasında bariz bir bağlantı bulunur. Suriye, kendi İnsani Gelişme Endeksi'ne (HDI) göre 38 yıl önce olduğu noktaya geri döndü - bu da demektir ki bugün ortalama bir Suriyelinin beklenen yaşam süresi, eğitim ve istihdam beklentileri 1977 yılındakiyle aynı. 
Since before history was written, Syria has been fought over by foreign empires: Egyptians, Hittites, Assyrians, Persians, Macedonian Greeks, Romans, Mongols, Turks, British, and French. Syrians have always been able to get back on their feet and reconstruct the damage that was done, in a remarkable phoenix-like attitude that they have transmitted to their youngest generations. Solidarity and not charity is what Syrians are requesting to the international community, the same that they have given to the different refugee groups that were once hosted in their now destroyed country.
Yazılı tarihten önceki çağlardan beri yabancı imparatorluklar Suriye için savaştılar: Mısırlılar, Hititliler, Asurlular, Persler, Makedonya Yunanlıları, Romalılar, Moğollar, Türkler, İngilizler ve Fransızlar. Suriyeliler, nesilden nesile aktardıkları anka kuşununkine benzer olağanüstü bir yetenekle hep ayağa kalkıp hasarı onarmayı başarmış ve yen nesillere bu yeteneklerini aktarmışlardır. Suriyelilerin uluslararası toplumdan istediği hayırseverlik değil dayanışma; aynen şu an harap olmuş ülkelerinde bir zamanlar barındırdıkları farklı mülteci gruplarına kendilerinin gösterdiği gibi.
To put in the words of the Uruguayan writer Eduardo Galeano: “I don't believe in charity. I believe in solidarity. Charity is so vertical. It goes from the top to the bottom. Solidarity is horizontal. It respects the other person. I have a lot to learn from other people.”
Uruguaylı yazar Eduardo Galeano'nun sözleriyle: "Hayır işlerine inanmıyorum. Dayanışmaya inanıyorum.  Hayırseverlik çok dikey. Yukarıdan aşağı iniyor. Dayanışma yataydır.  Ötekine saygı duyar. Benim diğer insanlardan öğrenecek çok şeyim var." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder